20 Haziran 2009 Cumartesi

bir keman hikayesi...


bir keman varmış.yalnız yaşayan hep yalnız olan...


yalnız gibi görünmeyen ama yalnız olan bir keman işte.

uzun süre birisinin onu alıp çalmasını beklemiiş.

onu bir çalsalar bi keşfetseler çok güzel ses çıkartacakmış,

bu keman diğerlerinden farklıymış,

diğer kemanlar sahiplerine güzel ses vermezmiş,

çünkü isteksizlermiş,

hayatı yaşamayı sevmiyorlarmış,

hep karamsar,olumsuz düşünürlermiş,

ama bu hiçbir zaman mutsuz olmamış,

herşeyle mutlu olmayı bilmiş,

birisinin onu alacağından hiç şüphesi olmamış,

bir ömr boyunca beklemiş...

aslında bu beklyişi çok hoşuna gitmiş

çünkü o ulaşılmaz olanmış

güzelliği dillere destanmış

diğer kemanlardan daha değerliymiş

kimse onu almaya cesaret edememiş.

ama o sahibini onu alacak olan kişiyi sabırla 15 yıl beklemiş

artık canına tak etmiş içini birisine dökmek istemiş,

bu isteğini ona çok mu görmüşlerdi??:(

çok birşey istemezdi ayda yılda bir...

ama bu sefer gitmeyi çok istiyordu...


aradan uzun zaman geçti ve okullar kapanıp tatile girildi.

birgün alınmayı beklediği dükkanın sahibi ona biir müjdeli haber getirmiş...

artık bir sahibi olacakmış.

ama bir süre daha beklemesi gerekiyormuş...

11 temmuz'da yeni sahibine gidecekmiş,

tamam beklerim demiş keman

15 yıl bekledim biraz daha beklerim demiş...

artık bu dükkandan çıkabilecekmiş,

diğer kemanlar gibi onunda bir sahibi olacakmış en sonunda

sabırlı bekleyiş en sonunda bitecekmiş,

yani bitecek miymiş?

Z.D.

bilmiyorum


bilmiyorum

bilmiyorum ben ne yaptığımı


bu,size komik gelebilir ama gerçekten bilmiyorum

aslında herkes biliyor kimsenin bilmediğini

bende biliyorum herkesin bilmediğini


ıı sende bilmiyosun bombiks mori

biliyo musun neden kaynar kazana atıldığını

neden kendine koza ördüğünü


hayır bombiks mori

hayır

sende bilmiyosun benim gibi

ama şunu bil bombiks mori

ben senin gibi kendime koza örmedim

ve,bilmiyorum ben ne yaptığımı


Z.D.(zeynep deniz)

13 Haziran 2009 Cumartesi

Bombiks Mori*


dört kat elbise değiştirdin bombiks mori
ne tığ gibiydin ne tığın vardı
dokunmadan anlamak halis ipeği
dokununca herkes anlardı

fakat yalnızdın bombiks mori
ahın kararttı kozanı
keşke söyleseydiler
yaprağın ipek olacağını

tüccarlar, makaslar, kumaş topları
bıktın mı duttan
hint portakalım mı çekti canın
bombiks mori
kazanlar kaynarken yandı mı canın
bedestende kelebek bulutları

sana yasak bombiks mori
giyemezsin sen ipeği


sana yasak bombiks mori

halkalar arasında kara kurdele
makas kes hadi kavrulan ipeği



*-latin dilinde ipek böceği demek
(ali ural'ın çok sevdiğim şiirini seninle paylaşmak istedim)

bir günah işle ve onu öldür


geçmeden bir deniz kenarından

bir günah işle ve onu öldür

takmadan köpüklerini peşine

ahtapotlar,denizatları ve yıldızlarıyla

mürekkeb balıklarını kurutmadan gidişi

bir günah işle ve onu öldür

4 Haziran 2009 Perşembe


keman ağlıyor şimdi ardımdan...

beni umutlandıran keman,

hayata bağlıyan,

karanlıkta ışık olan keman ağlıyor şimdi...

***


ben kalbi kırık geri dönerken,

umutsuzluk denizinde kaybolurken,

yalnızlık okyanusunda batarken

geriye kalan ,

bir kemanın hıçkırıkları...

2 Haziran 2009 Salı

bir sızı....


bir sızı...

ince bir sızı...

istediğine çok istediğine ulaşamamak gibi...

herşeyim dediğini kaybetmek gibi...

keman sesini duyamamak gib...

dondurmadan tat alamamak gibi...

artık saat takmamak gibi...

umudunu yitirmek gibi...

karnende hiç beş olmaması gibi...

mutsuzluk gibi...

veda gibi...

yalnızlık gibi...

bir sızı...

ölüm gibi soğuk ince bir sızı