3 Eylül 2009 Perşembe


belkide şu an müsaid değisin yada
uyudun ama ben konuşacağım sen dinlemesende
ben yazacağım
kusura bakma moralim bozuk biraz
çok sevdiğim bir programdan sevdiğim bir şair ayrılmış bende biraz bozuldum buna
bazen insan sessizlik ile boşluk ile konuşmalı
olmayan şeylere anlatmalı derdinicevap alamasada rahatlatıyor
azda olsa
ben bilmiyorum ne yaptığımı
nedenyazıyorum bunları bilmiyorum ama
içimden bir ses yazmam gerektiğini söylüyor
fark ettin mi hiç nokta koymadım cümlemin sonuna
çünkü yazdıklarım içimden geçenler
içimin bi sonu yok ki nokta koyayım
nokta dedimde aklıma geldi
nokta diye bi film girmiş vizyona
müzik dinliyorumdinledikçe dinlemek geliyo içimden
dinledikçe yazmak
yazdıkça içim
içim oldukça hüzün
hüzün oluncada kemanım...
aaaaa ben ne dedim
KEMANIMMM...
arık benimde bir kemanım var artık
ona döküyorum içimi
konuşmuyorum onunla ama
ona bakıyorum
sonrada o bana bakmaya başlıyo
böylece anlaşıyoruz
sanırım oda beni iyi anlıyor
ban herkes ağlamaz taş kalpli diyorya
aslında herkes yanılıyor
ben aslında yufka yüreklinin tekiyim
kimseye çaktırmadan kemnım ile beraber ağlıyoruz
işte bu kadar
ama yine nokta koymuyorum çünkü
sonu yok yazdıklarımın
yazdıkça içimden birşeyler gidiyo sanki
bilirsin ben alışkan değilim böyle şeylere
nasl şeylere diyeceksin
ee hadi de
nsıl şeylere
böyle şeylere git o zaman gelme:)
tamam pardon çoştum yine
aa şidi tamda şimdi bizim evin altından
yatır geçiyo :)
yok yok şaka yaptım yatır matır yok
sadece davulcu geçiyo
davulunu çaldı davulcu ama mani söylemedi
şimdi dedem burada olup
nerede o eski ramazanlar deseydi ne güzel olurdu
offfoffff okulu özledim galiba ben
okul açılsada hocaları bi bozsam cümlelerini
bolca kullanıyorum bu aralar
insanları bozmaya karşı büyük bi istek var içimde
bozmak belkide düzeltmek birşeyleri
valla bak bu gidişata birinin dur demesi lazım
bana deli demeden bir düşün etrafına bi bak
yeni nesilin gidişinin gidiş olmadığını bi fark et
yeni nesil mi sanki ben önceki nesilim
ama yeniler gibi değilim
yeniler derken yeni nesli kastediyorum sen anladın onu:)
ben yenilerden değilmişim gibi
yaşımdan daha olgun olduğumu söylüyorlar
iyi mi değil mi bilmiyorum
ama içimdeki çocuk hala duruyo
korkma
hala çok yaramz
haylaz herşeyi kırıp dökmeyi iyi beceriyo
ama oolsun
ben onu böyle seviyorum keşke
demiştim bir kere
keşke benim kızımda benim gibi olsa
yani kızımın olması için evlenmek gerek
oysaki evlilik bana çok uzak aslında
uzak değil
evet evet evlenmeli ama kimle?
istanbuldan biriyle
yani aşkı istanbulda yaşıyorak
böyle söylemişti mesut hoca
ne de doğru söylemişti
bence de aşkı istanbulda yaşamalı
belkide bizim böyle birşeye ihyacımız vardır
diyerek yazmıştı iskendeer pala
babilde ölüm istanbulda aşk'ı
iyikide yazmıştı o kitabı
onunla uçuyorum çoğu zaman
istanbula gidipgidip geliyorum
biz istanbul hasreti çekiyoruz yaaa(!)
gitsek diyorum
gitsek buraları özleriz be abi
çocukluğumuzu,lise yıllarımız hep burada yaşadık
bırakıp gitmek kolay olmasa gerek
okuldan ilk defa burada kaçtık
okumayı burda söktük bırakmak kolay mı
evet evet
hiçbirşey kolay değilki bu kolay olsun demi yani
dur bi resim çiziyim
gitmenin resmini ama sonra
hıdırellezde bi ağacın altına gömüyüm onu
yıllar sonra istanbulda aşkıyaşadıktan sonra
gelip alıyım resmimi
ama kağıt sararmış olsun
yağmur damlalarının izi olsun üstünde
sonra bir göz yaşı düşsün üstüne
ve herkes kabullensin ağlayabildiğimi
sonra göyaşımda kağıtta iz braksın
tam o sırada bu mektubu hatırlayım ve on beş yaşındayke söylediğimi
söylesem
vayyy be yaşlandık mı ne
diye sorsam içmdeki çocuğa
sonra lise yıllarımı hatırlasam
yaptığım iğrenç bir nisan şakalrımı
ama en komiği tahtayı ve tebeşirleri sabun ile yıkadığımdı heralde
seyhan hoca çözememişti olayı ve ıslak tebeşir ile
yazmaya çalışmıştı ama yazmayınca derste
kaynamıştı arada
ahh seyhan hoca ahhh
ömrümü yedi onun tadından yenmeyen matematik dersleri
aslında en eğlenceli olan ders oydu
kadıncağızı sinir etmek ayrı bir zevk verir insana
o kadında bozulmaya yada düzeltilmeye çok müsait bir yapısı vardı
hal böyle olunca malum bize eğlence çıkıyordu
yaaa o kadın beni babama niye şikayet etti ki
anlamadım tebeşirlerine su döktüm diye mi
onun yüzünden sıkı yönetim başlamıştı evde
mecburen defter tutmaya başlamıştım
ne sinir bozucuydu
ne günlerdi ama...
sevdiğim bu sana son mektubum
böyle diyor dinlediğim şarkı....

2 Eylül 2009 Çarşamba