16 Kasım 2010 Salı

denizin sesini dinle...


kalbi kırık beklemekteydi yine..
hazırmıydı bilemiyordu..
eskiden sürekli yaptığı şeyi tekrar yapmaya hazır mıydı?
derin bir nefes.

ve işte yine masasının başında yazmaya hazırlanıyordu.
piyano çalar gibi yaptı ellerini ve...
okşarcasına dokundu klavyenin tuşlarına..
kalbi sıkışıyor ama neden?
ellerini yüzüne kapattı ve düşündü; neden dostu onun en değerli hazinesini alıp gitmişti..
başkası değil dostu yapmıştı ona bu zülmü..
affet diyordu herkes ama hiçkimse onun içindeki yaraya bkamıyordu
eleştirdiler çok zaman bu tavrını ama
kimse bilmedi içindeki çocuğun çığırışlarını..


ve işte yine masasının başında yazmaya hazırlınıyordu.
piyano çalar gibi yaptı ellerini ve ...
'bugün bayramm' yazdı beyaz sayfaya
ne bayramdı ama
içi kanayan bir çocuğun bayramı
'ne kadar neşeli bir bayram' diye düşündü..
bayram harçılk ve şeker
ne de çok severdi dostu şeker yemeyi
yine başa dönmüştü
'denizin sesini dinle
ilk önce dokunsun bütün sevecen duygularına
sonra hissettirsin sana yalnızlığını'
mısraları takıldı diline..
nede heyecanla yazmıştı bu mısraları
kendi yalnızlığında battığını bilemeden..


ve işte yine masasının başında yazmaya hazırlanıyordu.
piyano çalar gibi yaptı elerini ve...
z.d.
16.11.10/11.43

Hiç yorum yok: