14 Haziran 2014 Cumartesi

2 Haziran 2014 Pazartesi

bir gün yürüyordum kıyıda
.kulağımda inceden bir müzik
.bilmem ne kadar olmuştu yürüyeli
 buldum kendimi bir ovada
önceden buralar denizmiş
gözlerini kpadıkça insan hissizleşmiş
biri bir mektup yazmış dostuna
unutmuş onu kurak bir ovada
belli ki kırılmış kalbi
yine de gereğini bellemiş
açtımki mektuptan rutubet kokusu fışkırtı her yana
ağlayan sayfalar yıllarca koku yapmıştı belli ki
''sevgili dostum,'diye başlıyor yorgun dost
''içimde sana karşı sevgi, saygı ve kırgınlıktn başka bir şey yok.seni o kadar seviyorum ki kırgınlıklarımı sadece seninle paylaşmak istiyorum.elimde tuttuğum yuları sana verip derin bir uykuya dalmak istiyorum.''
iyiden iyiye kırılmış kalbi
kırılmış ki zehirden acı bu sözleri yazmış dostuna
''yıllardır uyumuyorum.birisi kırdı kalbimi yıllar önce.bende önümü rüzgara açarak ferahlattım kendimi.o gün bugündür uyumuyorum.birileri ağlar benim omzumda.sırlarını döker, dolaplarını açarlar.o dolap o kadar derindir ki akıllarına gelmez halimi sormak.bende susar dinlerim.kızmadım kırılmadım çünkü seninle tanışana kadar ihtiyacını duymadım.insanların beklentilerini yükseltmişim farkında olmadan.şimdi ise kendimi azaltmak için yazıyorum bunları sana.hakikate ulaşmak için kendimi yok ediyorum.sana olan kırgınlıklarıma susmak istemiyordum.sana kırılmamak istiyordum.kırılarak  kırldıkça keskinleşerek sana haksızlık mı yapıyorum? dedim kenid kendime.ve sana bu satırları yazdım.sevgili dostum.sana karşı içimde sevgi ve saygıdan başka hiçbirşey yok.hadi biraz azalalım...''
ve devam edilyor beş sayfa boyunca
bir şeyler yeşeriyor azaldıkça
azlığın içnde bitiveriyor yeniden umutlar
azlığın içinde biri küllerinde tekrar yaratılıyor
azlığın içinde bir yürek intiharın eşiğinden dönüyor..
ve bir baktım ki ova yeniden yeşillenmiş
hayat dolmuş birilerinin kalbi
bir şiir yazılmış belli ki
kalbi kırık bir dosta...
bir çocuğu sevindirebilirsin
kendini ödüllendirebilirsin
üzüntünü gözyaşı yapıp sunabilirsin
gidebilirsin arakana bakmadan
kırabilirsin bir kalbi farkında olmadan
o kadar haklı olabilirsin ki
söylenecek söz kalmaz senin için
ama bakınız bayım
zaman azalma zamanı
zaman ezilme zamanı
zaman susma zamanı...
bir mekanım yok şimdi
bir yerim yok
bıraktım ruhumu kargalara
anladım ki benim dünyamda
benden başkasına da yer yok
peki ya kendim?!

12 Mayıs 2014 Pazartesi

   ellerim..
   ellerim..
   ellerim havada gelecek yardımı bekliyor..
   bekliyorum gelecek yardımı
   bekliyorum banyonun köşesinde bileklerimi kestiğimden beri
   ellerim bu safer havaya kalktığında kalbime çarparak dönüyor
   kalbimi sökerek yerine dönüyor
   bilmem ruhumun bilmediği nedir
   bilmem bu acı nedendir
   içime gök gibi gelip oturan bu şey nedendir
   bilmem...

3 Nisan 2014 Perşembe

 bir şeyi fazla sevmek onu istemek anlamına gelmeyebiliyormuş bunu öğrendim bugün.sevdiğimiz şeyleri elde etmek bizi her zaman mutlu etmiyor.belkide kadınların sorunu budur mutlu olamamak...

31 Mart 2014 Pazartesi


sevgili günlük kardeş,
sana istanbul'dan sesleniyorum.saatim on bire 20 varı gösteriyor.hastalıklı bir gün geçirdim bugün.sabah  sekiz buçukta dersim olduğu için kalktım ve hazırlandım.hava biraz soğuktu kazak giyip giymem konusunda tereddüt ettim ve sonra giymedim.dışarı çıktığımda soğuk hava dalgası parmak uçlarımdan başlayarak benliğime saldırdı.bu amansız bir savaştı benim için.tüm gücümle soğuğa karşı savaşırken sırtımı, ellerimi ve ayaklarımı şehit verdim.ve en son geri çekilmek zorunda kaldım.soğuk ile sıcak savaşımı sonlandırmıştım ama soğuğun peşimi bırakmayacağını tahmin etmeliydim.soğuk krallığın ajanları kaburgalarım arasında istiflenmiş,saldırmak için en uygun anı bekliyorlardı.ve saat on beş sularında harekete geçtiler.destek istemek için evime koştum(rüzgarda koşmak pek iyi bir fikir değil.sonradan fark ettim.).eve ulaştığımda destek ekipler soğuk ajanları bertaraf ettiler.soğuk krallıkla olan savaşımı kazandığımı düşünme.saldırıları def ettim ama birliklerimi toparlamam biraz vakit alacak.buna ana karargah olan başımdan başlamam gerekecek.

30 Mart 2014 Pazar

    sevgili küçük dostum zeze,
    seni çok özledim.başım belada zeze.azalmak ile azaltmak arasında kaldım zeze. kaçacak bir ağaç evim yok şimdi.sıkıştım dostum.sesimi duyan yok.çığlıklarım boğazıma düğümlendi. mangaratibanın bugün benim için burada olmasını istedim.

28 Şubat 2014 Cuma

'ben senin intihara meyilli olduğunu anlamıştım zaten.'
                                                   annem

27 Şubat 2014 Perşembe

bugün uyanmak istemedim yine.çalan alarmı kapatmadan duymamış  gibi yaptım.çalan telefonlara cevap vermedim. boş boş tavanı seyrettim uzunca bir müddet.sonra kalkıp pencereden eminönü vapurlarını seyrettim.dışarı çıktım anlamsız gözlerle baktım etrafa.bir anlam bulamadım yine.dudaklarımı büzüştürdüm bir merdiven altında yada bir çayhanede yüreğimi temizlemek istedim.benden yardım isteyen kendime yardımım dokunmadı bugün.bakakaldım.ellerim titredi.dudaklarımı biraz daha büzüştürdüm. kalbime küçük bir çocuk gibi sarılmak istedim.saçlarını okşayp teselli etmek.yapabildiğim tek şey ellerimi cebime koyup gökyüzüne bakmak oldu.karanlığım biraz...
'bizi fark edince eşyaların arasında gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım'*


20 Şubat 2014 Perşembe

söyle ben saçlarımı kestirirsem ne olur?
bir baş kaldırma ancak saçlarından tutulur..

herkes annesi sanır bir kısır yalnızlığı
oysa herkesin annesi bir baruttur...

                            turgut uyar

7 Ocak 2014 Salı

adım sonbahar....

nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar
         ATTİLA İLHAN