3 Eylül 2009 Perşembe


belkide şu an müsaid değisin yada
uyudun ama ben konuşacağım sen dinlemesende
ben yazacağım
kusura bakma moralim bozuk biraz
çok sevdiğim bir programdan sevdiğim bir şair ayrılmış bende biraz bozuldum buna
bazen insan sessizlik ile boşluk ile konuşmalı
olmayan şeylere anlatmalı derdinicevap alamasada rahatlatıyor
azda olsa
ben bilmiyorum ne yaptığımı
nedenyazıyorum bunları bilmiyorum ama
içimden bir ses yazmam gerektiğini söylüyor
fark ettin mi hiç nokta koymadım cümlemin sonuna
çünkü yazdıklarım içimden geçenler
içimin bi sonu yok ki nokta koyayım
nokta dedimde aklıma geldi
nokta diye bi film girmiş vizyona
müzik dinliyorumdinledikçe dinlemek geliyo içimden
dinledikçe yazmak
yazdıkça içim
içim oldukça hüzün
hüzün oluncada kemanım...
aaaaa ben ne dedim
KEMANIMMM...
arık benimde bir kemanım var artık
ona döküyorum içimi
konuşmuyorum onunla ama
ona bakıyorum
sonrada o bana bakmaya başlıyo
böylece anlaşıyoruz
sanırım oda beni iyi anlıyor
ban herkes ağlamaz taş kalpli diyorya
aslında herkes yanılıyor
ben aslında yufka yüreklinin tekiyim
kimseye çaktırmadan kemnım ile beraber ağlıyoruz
işte bu kadar
ama yine nokta koymuyorum çünkü
sonu yok yazdıklarımın
yazdıkça içimden birşeyler gidiyo sanki
bilirsin ben alışkan değilim böyle şeylere
nasl şeylere diyeceksin
ee hadi de
nsıl şeylere
böyle şeylere git o zaman gelme:)
tamam pardon çoştum yine
aa şidi tamda şimdi bizim evin altından
yatır geçiyo :)
yok yok şaka yaptım yatır matır yok
sadece davulcu geçiyo
davulunu çaldı davulcu ama mani söylemedi
şimdi dedem burada olup
nerede o eski ramazanlar deseydi ne güzel olurdu
offfoffff okulu özledim galiba ben
okul açılsada hocaları bi bozsam cümlelerini
bolca kullanıyorum bu aralar
insanları bozmaya karşı büyük bi istek var içimde
bozmak belkide düzeltmek birşeyleri
valla bak bu gidişata birinin dur demesi lazım
bana deli demeden bir düşün etrafına bi bak
yeni nesilin gidişinin gidiş olmadığını bi fark et
yeni nesil mi sanki ben önceki nesilim
ama yeniler gibi değilim
yeniler derken yeni nesli kastediyorum sen anladın onu:)
ben yenilerden değilmişim gibi
yaşımdan daha olgun olduğumu söylüyorlar
iyi mi değil mi bilmiyorum
ama içimdeki çocuk hala duruyo
korkma
hala çok yaramz
haylaz herşeyi kırıp dökmeyi iyi beceriyo
ama oolsun
ben onu böyle seviyorum keşke
demiştim bir kere
keşke benim kızımda benim gibi olsa
yani kızımın olması için evlenmek gerek
oysaki evlilik bana çok uzak aslında
uzak değil
evet evet evlenmeli ama kimle?
istanbuldan biriyle
yani aşkı istanbulda yaşıyorak
böyle söylemişti mesut hoca
ne de doğru söylemişti
bence de aşkı istanbulda yaşamalı
belkide bizim böyle birşeye ihyacımız vardır
diyerek yazmıştı iskendeer pala
babilde ölüm istanbulda aşk'ı
iyikide yazmıştı o kitabı
onunla uçuyorum çoğu zaman
istanbula gidipgidip geliyorum
biz istanbul hasreti çekiyoruz yaaa(!)
gitsek diyorum
gitsek buraları özleriz be abi
çocukluğumuzu,lise yıllarımız hep burada yaşadık
bırakıp gitmek kolay olmasa gerek
okuldan ilk defa burada kaçtık
okumayı burda söktük bırakmak kolay mı
evet evet
hiçbirşey kolay değilki bu kolay olsun demi yani
dur bi resim çiziyim
gitmenin resmini ama sonra
hıdırellezde bi ağacın altına gömüyüm onu
yıllar sonra istanbulda aşkıyaşadıktan sonra
gelip alıyım resmimi
ama kağıt sararmış olsun
yağmur damlalarının izi olsun üstünde
sonra bir göz yaşı düşsün üstüne
ve herkes kabullensin ağlayabildiğimi
sonra göyaşımda kağıtta iz braksın
tam o sırada bu mektubu hatırlayım ve on beş yaşındayke söylediğimi
söylesem
vayyy be yaşlandık mı ne
diye sorsam içmdeki çocuğa
sonra lise yıllarımı hatırlasam
yaptığım iğrenç bir nisan şakalrımı
ama en komiği tahtayı ve tebeşirleri sabun ile yıkadığımdı heralde
seyhan hoca çözememişti olayı ve ıslak tebeşir ile
yazmaya çalışmıştı ama yazmayınca derste
kaynamıştı arada
ahh seyhan hoca ahhh
ömrümü yedi onun tadından yenmeyen matematik dersleri
aslında en eğlenceli olan ders oydu
kadıncağızı sinir etmek ayrı bir zevk verir insana
o kadında bozulmaya yada düzeltilmeye çok müsait bir yapısı vardı
hal böyle olunca malum bize eğlence çıkıyordu
yaaa o kadın beni babama niye şikayet etti ki
anlamadım tebeşirlerine su döktüm diye mi
onun yüzünden sıkı yönetim başlamıştı evde
mecburen defter tutmaya başlamıştım
ne sinir bozucuydu
ne günlerdi ama...
sevdiğim bu sana son mektubum
böyle diyor dinlediğim şarkı....

2 Eylül 2009 Çarşamba

30 Ağustos 2009 Pazar

cepte kurulan hayaller


niyedir bu bekleyiş
kimedir??
sonu var mıdır
-------
bizler zaten hep beklerdik
çocukken babamın ceketinden çıkacak olan
ŞEKERLERİ....
yada karne heiyesi bisikletlerimzi
--------
nicedir bekliyoruz
hakkımız olan şekerleri
o şekerler şimdi aynı yerindeler mi
biz büyüdük de babmızın cebi şeker vermiyecek kadar
yaşlandı mı
ama onlar farkılıydı
markalarından değil
gelişlerinden dolayı farklıydılar
aynı şekerler biz aldıgmızda daha bir farklı,kötü bi tat kazanırdı.
cepteki şekerler
kapı ağzı muhabbetina benziyorlardı
ve o tad çocuklugumuzda kalmadı
kalamadı
bizim taaa iliklerimize işledi çünkü
kaç yaşına gelirsek gelelim
unutamadık
-------
unutmak mümkünmüydü ki?
bir çocuk şekerlerini bilyelerini nasıl unutsun_
bakkaldan alınan o 100 binlik adi şekerlerin leziz tadı niye unutulsun ki ?
------
bir çocuktan şekerini unutmasını istemek
ondan
çocuklugnu unutmasını istemek demektir
babamızın işten gelişinin unutulmasını istemek demektir
cebimizdeki bilyeleri,hayalleri unutmak demekti
insan bütün gün hayaslini kurdugu şeyi nasıl unutsun
unutmasın!!
çünkü bir çocugun hayalleri onun...
Z.D.

27 Ağustos 2009 Perşembe


oturmuştum koltuğuma
kitabımı okuyordum
karşımda çiçekler vardı
benim en iyi çocukluk arkadaşlarım.....
* * *
konuşurduk ne güzel
herşeyimizi anlatırdık birbirimize
yada sadece ben konuşurdum ve o
hep beni dinlerdi
* * *
"yapraklarını kopartma " demişti annesi çocuğuna

"neden anne?yaprağı kopunca canı mı acır?"
ne de çok soru soruyordu çocuk
hiç susmadan konuşuyordu.
"evet"dei anne isteksizce "evet!
kopartırsan canı acır"
"pekidemişti çocuk gözlerinde
zekice bir parıltıyla
"peki onlarda yemek yer, su içerler mi?
"evet, onlarda yer ama bizimkiler gibi değil onlarınki birazcık değişik."
işte böyle başlamıştı çocuğun çiçek ile olan
küçük dostluğu
annesi ona "bu çocuk sessiz.konuşmayı bilmiyor"dedikçe
çocuk
tabir-i caizse "bıyık altından alaycı bir şekilde
gülümsüyordu
bilmiyordu annesi
bilmiyordu onun çiçek ile konuştuğunu
çocuk çiçekteki değişimi fark etti bir gün
güzel anılarını anlattıkça çiçek
açıyor,rengi camlamıyordu
kötü anılarda ise çiçek
sararıyor,soluyordu...
* * *
çocuk çiçeğini çok seviyordu onun
solmasını istemiyordu
ve böylece hep iyi anılarını anlatıyordu
çocuk
büyümüştü zamanla artık
çiçek ile konuşmuyordu öünkü
insanlar vardı hayatında
insanlar
ile konuşuyordu artık
ve bir zaman sonra çiçeğini hatırladı
ne de çok ders vermişti ona susarak
çocuk çiçeğini insanlara benzetti birden
insanlarda çişçeği gibi
iyi şeylerde ise açılyor parlıyor kötu
olaylar karşısında ise saraıp soluyorlardı
çocukta alışkanlık kalmıştı çiçeğini
üzmemek için gülümsemek artık
insanları üzmemek için de hap gülümsüyordu
ve yine şunu fark etti
çiçeği onun iyiliğini istediği için
kötü olaylar karşısında solyordu
halbuki çocuk
onu bencillikle suçlamıştı evvelden
kötü olaylar da hayatın bir parçasıydı
ama o soluyordu..
EEEEhhhh......
ne olsun
aceleci insanoğlu dinlememişti yine......

14 Ağustos 2009 Cuma

bir keman hikayesi 2


bizim kemanın meraklı bekleyişi devam edereken bir gün
bir rüya görmüş kemanımız
rüyasında açıkça sahibi gelip onu almayacağını dile getiriyormuş
keman kan ter içinde uyanmış...
ve, gördüğü rüyadaki gibi sahibi gelip onu alamayacakmış.
bu haberle birlikte dünyası yıkılan keman göz yaşlarını yine içine akıtmış.
ve bir karar almış
artık hayal kurmayacakmış
birdaha asla....

bir daha asla umut etmiyecekmiş...


ve artık o
o bir ölüymüş
hiç sesi çıkmaz olmuş
sesini sonsuza dek çıkarmamak üzere kesmiş

ve artık o bir ölüden farksızmış...

13 Ağustos 2009 Perşembe

o şey neydi??


o garip birşeydi
anladığı sanıp anlamamak gibi
bildiğini sanıp bilmemek gibi
* * *
o garip birşeydi
bir annenin kızına bakışı gibi
* * *
o,garip birşeydi
neşeli bir parçanın keman ile çalınması gibi...
* * *
o garip bir şeydi
bir yağmur damlasının
rüzgarda savrulması gibi
* * *
o garip bir şeydi
yürekten süzülüp gelen
gözyaşı gibi
* * *
o garip bir şeydi
"kerem ile" ve "leyla ile mecnun"
arasında kalmak gibi.
* * *
o garip birşeydi
bakmak ve görmek arasındaki
ince bir çizgiydi
* * *
aslında o tanıdık birşeydi
elimi uzatıp dokunmak gibi
* * *
o heyecanlı birşeydi
sınav sonucunu beklerken
kalbin atışı gibi
* * *
o büyüyen birşeydi
doğumgünü kutlamak gibi
* * *
o içimdeki birşeydi
anne karnındaki bebek gibi
* * *
o... o...
o acı ve mutluluk veren bir şeydi
ince bir keman sesi gibi...
* * *

19 Temmuz 2009 Pazar


yaktım...
evet evet yaktım
bende yaktım en çok istediğim şeyi...

düşünmedim...
biliyordum çünkü
düşünseydim vazgeçecektim
vazgeçseydim eğer kendime zarar verecektim


yakmak onu onu unutmak için kullanılan
ufak bir yoldu.
evet
kalıntılarını yaktım.
yaktım gözümün önünden kaldırdım
ama onu kalbinden kaldıramadım

olmayacak bir şeyi istemekti onu istemek
ama ben ısrarla istiyordum yılmadan usanmadan..
olacağına inandırmıştım kendimi
annemi de
ama bir gün annem yüzüme
gözlerimin taa içine baktı ve olmaz dedi.
daha öncede demişti ama
sesi "hayır olur,olacak"diyordu.
gözleri de sesini destekliyordu
ama bu sefer taa iliklerine kadar
"olmaz!"diyordu...


biliyordu ses çıkarmayacağımı.
o yüzden konuşuyordu ve bu kadar rahattı
ben
sadece gözlerine gözbebeklerine
"yapma bunu bana"demeye mecali kalmamış gibi bakıyordum
yordundu bakışlarım
birisiyle konuşamayacak
birine derdini anlatamayacak kadar yorgun


yüreğim
aahh benim zavallı küçük kalbim
ne de güzel çarpardın küçükken
dertsizken
şimdi ise parçalarını toplamayacak kadar yorgun
niye kırmışlardı seni?
niye yıkmışlardı hayyallerini?
niyebu kadar acımasız davrandılar ssana?
niye dayanmak direnmek istemedin
oysaki küçüçük zararsız ve mutluyduk...
yoksa suç onda değil bende mi
seni niye korumadım?
seni niye direnmeye teşvik etmedim?
evet vet
suç bende
hem seni korumadım
hem de hayal kurdum


yoo yoo
hiç direnmedim bende
direnecek gücüm mü yoktu yoksa
direnmek mi istemedim?


bir "hayır"ı ilk defa bu kadar redsiz kabul etmiştim...
ve şimdi şu şarkıyı söylüyorum
"unut onu gönlüm
unut onu sen de..."


z.d.

15 Temmuz 2009 Çarşamba


"gaiplarden bir ses geldi:bu adam

gezdirsin boşluğu ense kökünde"


neden böyle demişti necip fazıl?

ne amaçla söylemişti?ruh hali neydi?


ve ben neden söylüyorumbunları ?


20 Haziran 2009 Cumartesi

bir keman hikayesi...


bir keman varmış.yalnız yaşayan hep yalnız olan...


yalnız gibi görünmeyen ama yalnız olan bir keman işte.

uzun süre birisinin onu alıp çalmasını beklemiiş.

onu bir çalsalar bi keşfetseler çok güzel ses çıkartacakmış,

bu keman diğerlerinden farklıymış,

diğer kemanlar sahiplerine güzel ses vermezmiş,

çünkü isteksizlermiş,

hayatı yaşamayı sevmiyorlarmış,

hep karamsar,olumsuz düşünürlermiş,

ama bu hiçbir zaman mutsuz olmamış,

herşeyle mutlu olmayı bilmiş,

birisinin onu alacağından hiç şüphesi olmamış,

bir ömr boyunca beklemiş...

aslında bu beklyişi çok hoşuna gitmiş

çünkü o ulaşılmaz olanmış

güzelliği dillere destanmış

diğer kemanlardan daha değerliymiş

kimse onu almaya cesaret edememiş.

ama o sahibini onu alacak olan kişiyi sabırla 15 yıl beklemiş

artık canına tak etmiş içini birisine dökmek istemiş,

bu isteğini ona çok mu görmüşlerdi??:(

çok birşey istemezdi ayda yılda bir...

ama bu sefer gitmeyi çok istiyordu...


aradan uzun zaman geçti ve okullar kapanıp tatile girildi.

birgün alınmayı beklediği dükkanın sahibi ona biir müjdeli haber getirmiş...

artık bir sahibi olacakmış.

ama bir süre daha beklemesi gerekiyormuş...

11 temmuz'da yeni sahibine gidecekmiş,

tamam beklerim demiş keman

15 yıl bekledim biraz daha beklerim demiş...

artık bu dükkandan çıkabilecekmiş,

diğer kemanlar gibi onunda bir sahibi olacakmış en sonunda

sabırlı bekleyiş en sonunda bitecekmiş,

yani bitecek miymiş?

Z.D.

bilmiyorum


bilmiyorum

bilmiyorum ben ne yaptığımı


bu,size komik gelebilir ama gerçekten bilmiyorum

aslında herkes biliyor kimsenin bilmediğini

bende biliyorum herkesin bilmediğini


ıı sende bilmiyosun bombiks mori

biliyo musun neden kaynar kazana atıldığını

neden kendine koza ördüğünü


hayır bombiks mori

hayır

sende bilmiyosun benim gibi

ama şunu bil bombiks mori

ben senin gibi kendime koza örmedim

ve,bilmiyorum ben ne yaptığımı


Z.D.(zeynep deniz)

13 Haziran 2009 Cumartesi

Bombiks Mori*


dört kat elbise değiştirdin bombiks mori
ne tığ gibiydin ne tığın vardı
dokunmadan anlamak halis ipeği
dokununca herkes anlardı

fakat yalnızdın bombiks mori
ahın kararttı kozanı
keşke söyleseydiler
yaprağın ipek olacağını

tüccarlar, makaslar, kumaş topları
bıktın mı duttan
hint portakalım mı çekti canın
bombiks mori
kazanlar kaynarken yandı mı canın
bedestende kelebek bulutları

sana yasak bombiks mori
giyemezsin sen ipeği


sana yasak bombiks mori

halkalar arasında kara kurdele
makas kes hadi kavrulan ipeği



*-latin dilinde ipek böceği demek
(ali ural'ın çok sevdiğim şiirini seninle paylaşmak istedim)

bir günah işle ve onu öldür


geçmeden bir deniz kenarından

bir günah işle ve onu öldür

takmadan köpüklerini peşine

ahtapotlar,denizatları ve yıldızlarıyla

mürekkeb balıklarını kurutmadan gidişi

bir günah işle ve onu öldür

4 Haziran 2009 Perşembe


keman ağlıyor şimdi ardımdan...

beni umutlandıran keman,

hayata bağlıyan,

karanlıkta ışık olan keman ağlıyor şimdi...

***


ben kalbi kırık geri dönerken,

umutsuzluk denizinde kaybolurken,

yalnızlık okyanusunda batarken

geriye kalan ,

bir kemanın hıçkırıkları...

2 Haziran 2009 Salı

bir sızı....


bir sızı...

ince bir sızı...

istediğine çok istediğine ulaşamamak gibi...

herşeyim dediğini kaybetmek gibi...

keman sesini duyamamak gib...

dondurmadan tat alamamak gibi...

artık saat takmamak gibi...

umudunu yitirmek gibi...

karnende hiç beş olmaması gibi...

mutsuzluk gibi...

veda gibi...

yalnızlık gibi...

bir sızı...

ölüm gibi soğuk ince bir sızı

29 Mayıs 2009 Cuma

sen yokken neler oldu neler...

ben garib bir istanbul yolcusuyken

kalbim bir serçe kalbi çırpınırken,

beynim 24 saat çıkar yol düşünürken,

kulaklarım bi keman sesi ararken,

kimilerinin hayalleri yıkıllırken,

kimileri hüzünle tanışırken,

ben yollarda yalnız yürürken,
ben sana bakarken,
sen, yoktun...

23 Mayıs 2009 Cumartesi

hıı ???...


neden acı insanın midesini yakar ki??
neden acı beni ağlatamaz??
neden ekşi acı kadar acı vermez??
neden yaz tatili hemen gelmez??
neden insanlar gülünce gözünden yaş gelir??
neden "küçük ağacın eğitimi"??
neden yıllık ödevimiz var??
neden hocalar sözlüleri notlara göre verir??halbuki sözlü sözden verilir(!)
neden keman??
neden kitaplarım en iyi dostum??
neden herkes mutluluğu değilde huzuru arar??
neden gelinciğin hüznü??
neden kimse "ismet özel"i anlamaz??
neden bulutları hep süpermene benzetirim??
neden köyüme saldırıyorlar??
neden sağlık dersi görüyoruz??
neden daha adam olamadık??
neden yokuz??
ya da neden varız??ne işe yarıyoruz??
neden babalar rep dinleyen çocuklarına "hayta" der??
neden zaman bu kadar yavaş??
neden abim benimle dalga geçiyor??çok mu komiğim(!)
neden isteklerimizi biz belirleyemeyiz??
neden özgrülük esastır??
neden özgürlük için çalışırız hep??
neden istediğimizde ölemeyiz??
neden neden??
neden istanbul türkçesi??
neden kız kulesi en güzel şaah eser??
neden annem hep "sırtına bişey giy!" der??
neden soğuk sıcaktan daha güzelidr??
neden ebeveynler internete oturmamıza karşılar??
neden cevap yok??
neden tırnaklar suda daha çabuk uzar??
hıı ??...

21 Mayıs 2009 Perşembe

oh be...


oh be...
oh be yaşıyorum...

oh be en sonunda edebiyattan beş aldım...

oh be yine eski haytıma dönebildim..

oh be keman sesi dinliyorum...

oh be yine keman beni mest etti...
bu sefer cidden oh be...

oh be pensilvanya yolunun ne olduğunu buldum...

oh be bugün çok güzel bir yemek yaptım...
oh be yine cuma geldi...

oh be yazı yazıyorum...

oh be düşenebiliyorum...

oh be okula gidiyorum...

oh be bugün de namazımı kıldım...

oh be "ismet özel" abimi okuyorum...

oh be okuduğumu anlıyorum...

oh be bugün de sağlıklıyım...

oh be bugün de kendime güvenimi yitirmedim...

oh be bugün de inancımı yitirmedim...

vee

ooohhh beee bugünde mutluyum...



20 Mayıs 2009 Çarşamba

bende istedim...


mehaba,

merhaba tek dostum can yoldaşım günlük, merhaba,

ben de isterdim çok dostu olan biri olmayı,

bende isterdim çok kişinin dostu olmayı...

bende isterdim büyüyp üniversite okumayı,

bende isterdim ablam gibi olmayı...

bende isterdim farid farjad gibi keman çalmayı..

bende isterdim ödevlerimi yapmayı..

bende isterdim çokca kitap okumayı...

bende isterdim laptopumun olmasını...

bende isterdim çok şeyi bilmeyi...

bende isterdim dinlemeyi-dinlenmeyi ...

bende isterdim sabırlı birisi olmayı...

bende isterdim kitap yazmayı...

bende isterdim "inek" olmayı, çok çalışmayı...

bende isterdim fotoğraf makinamın olmasını

bende isterdim bedenimin kuş gibi hafif ruhumunsa ağır olmasını...

bende isterdim konuşan bir kurbağamın uçan bir atımın olmasını...

bende isterdim asil hocanın verdiği ödevi birden yapmayı...

bende isterdim fizikten 98 değilde 100 almayı...

bende isterdim çok hızlı olmayı...

bende isterdim google gibi bilgili olmayı...

bende isterdim pensilvanya yolunu bulup hocamı yenmeyi...

bende isterdim bir çikolata fabrikamın olmasını...

bende isterdim çikolata fabrikamı ablama hediye etmeyi...

bende isterdim pollyanna gibi olmayı...

bende isterdim uçmayı, gitmeyi...

bende isterdim...

bende istedim...

istedim de olmadı

bende istedim şimdi "kısmet ne yaplım demeyi"...

bende istedim "bunda da var bir hayır" demeyi...

şu an elimde olan tek şey herşeye inancım...

kemanımın olacağına,
fizikten 100 alacağıma,

pensilvanyayı bulacağıma,

google gibi olacağıma

şimdi inancım var...

ve harkes şimdi istesin "İNANCINI YİTİRMEYECEĞİNİ"...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

orda bir köy var uzakta...

merhaba,,,

bu gün daha doğrusu şu anda yöneticiliğin kötü birşey olduğuna karar verdim.kötü değilde stresli bir iş olduğuna.benim yönettiğim yer sıradan bir köy.internet üzerinden bu köyü yönetiyorum.düne kadar çok başarılıydım.ama bu gün köyüme saldırı gerçekleşti.iki farklı köy benim köyümü talan etmek üzereler bense birşey yapamıyorum.askeri birliklerim şu anda savaşıyorlar ama ben çok gerginim.allah'ın izniyle köyüm sağsalim kurtulur.benim şimdi yapmam gereken askeri birliklerimi güçlendirmek.köyüm hızla büyüyor.şu saldırıyı bir atlatıyım bende savaşmaya başlıyacam hemen.şimdilik bu kadar.köyüm işgal altındayken pek fazla yazamıom.:(:(

30 Nisan 2009 Perşembe

yoksa bir gun...



selam günlük,
şu, sürekli hiç durmadan değişen dünyada hiç değişmeyen tek dostum günlük, merhaba,

herşey ama herşey hiç durmadan değişiyor.hele insanlar...onları anlamak zor bee günlük...değişim hızına yetişmek mi???onu hiç söylemiyorum.ona yetişmek çok çok daha zor.bir sen varsın bırakmayan, ne zaman istersem içimi dükeceğim bir sen varsın...

bugün yine burdayım.olduğum yerde,belki de ait olduğum şehirde.bu sönük şehirde...

ama bir gün... biliyorum; bir gün......gideceğim.hemde hayallerimin şehrine.gidip hayllarimi gerçekleştireceğim...bir gün...

yoksa o gün...yoksa o gün değişim şimdiki hızını yitirecek mi??

yoksa...yoksa ben oraya, hayallerimin şehrine gidemeyecek miyim??

yoksa...yoksa en ala şekilde gidip herkesi gururlandıracak mıyım ???

neden??neden herkes umutsuz??neden herkes mutsuz??neden kimse mutlu olmyi bilmiyor??

yoksa ben mi Pollyanna'cilik oynuyorum???

yoksa bir gun ben de mutlulugumu umdumu yitirir miyim???

o meshur bir gun kim sag kim selamet olur??

yine o meshur bir gun kim nerede olur??

yoksa ben yine yerimde sabit kalmis mi olurum??

yoksa bir gun hayallerim suya mi dusmus olur??

yoksa b'r gun sende mi artik beni dinlemez olursun??

yoksa bir gun annem beni tek istegim kemandan kemanimdan ayiracak mi??

yoksa b'r gun abim de ablam gibi gidip gelmiyecek mi??

yoksa bir gun asil hoca kitap okumayi okutturmayi birakacak mi??

yoksa bir gun bende edebiyattan 5 alir miyim??

yoksa bir gun herkes ben gibi yalniz mi kalir??

yoksa o gun kiyamet mi kopar??

yoksa bir gun kiymet hoca kiyamet dedigimi duyunca benim kiyametim mi olur??

yoksa bir gun kalabaliklar da susar mi??
yoksa bir gun bunlar olur mu??

veee en acisi...

yoksa ben yine yalniz mi olurum??

yoksa yalniz mi yururum yollari??

yoksa derdimi anlatamayim kendimi harap ederim yine??

yoksa yine ruh moduna mi girerim??

yoksa beni karanlikta tek basima mi birakirlar??

yoksa karanlikta kafayi mi yerim??

yoksa sen yanimda olur musun??

yoksa bir gun sen de mi gidersinn???

13 Mart 2009 Cuma

çok mutlu bir hafta


selam,,


naber.bilioyrum bana çok kızgınsın.çünkü kaç zamandır sana yazamıyorum.ama neler oldu neler bir bilsen.çok eğlenceli ve yorucu günler geçirdim ama herşeye rağmen güzeldi.ilk olurak gündemden başlıyorum.bizim okulda bir hocanın bir projesi vardı.avrupa birliği (a.b)projesi.yurtdışından yabancı öğrencilier gelip bizp külütürmüzü dilimiz dinimizi t5anıyacaklardı.geçen sene bu proje kapsamında bizim öğrenciler hollanda'ya gittiler.bu senede bizim buraya öğrenciler geldi.norveç,hollanda ve iskoçya'dan.ben de gelenleri ağırlayacak öğrenciler arasındaydım.bize ingilizce kursu falan verdiler.neyse misafirler perşembe akşamı aksaraya geldiler.bizde cuma günü kızlarala buluşcaz.ve sivill giyinip gidecez.hoca öyle dedi.biz cuma günü büyük bir heyecanla giyinip gittik.meğerse müdürün bundan haberi yokmş sabah bizi sivil görünce sinirlendi.bizi eve yolladı.bide iki ton laf etti ama daha önemlisi benim evim çok uzak nasıl gideceksem eve...illa da eve git diyolar.biizm moraller bozuk tabi ilk günden.neyse kızları aldık.çok iyi ve çok tatlı kızlardı.benimkinin adı frida.frida nın pazartesi doğum günü vardı.ona hazırlık yapıp kutladıkfalan çok eğlenceliydi.içlerinde en güzel ve tatlı olanı benimkiydi.herkesw peşinde köle kızın resmen.kızı ilk gün annemin gezmesine götürdüm annemin ingilizce öğretmeni bir arkadaşı vardı onunla baya konuştular.ilk gün kızla tanışırken ben annen baban ne iş yapıo diye sordum.kızın annesi ve babası ölmüş.ay nasıl kötü oldum.kıza karşı çok mahcup oldum.ikinci gün nevşehir gezisi çok güzeldi.epeski bir araba tutmuşlar.gelirken birde yolda kaldık.tam macera oldu bizim için.baya bekledikten sonra yeni arabayla yolculuk yaptık.üçüncü günıhlara vadisine gittik.dağ taş dere tepe tırmandık çok eğlenceliydi.sonra birşeyin farkına vardım.ahhh..ahhhh....benim çok uzun süredir hayalini kurduğum fotoğraf makinesi.şimdi bile anlatırken içim bi hoş oluyor.bir görsen harika bir makine.makinenin sahibide kel çok uzun boylu bir adamdı.tam tarz bi adamdı.ama ben ne yapayım adamı makinesi harikaydı.tam hayalimdeki gibi siyah bir "canon"remini falan çektim.çok güzel.biliyorum ibrgün benimde öyle bir makinem olacak.buna bütün benliğimle inanıyorum.hergün dua ediyorum böyle bir makinem olsundiye.büyüyüp üniveristeye gidince ilk olarak bundan almayı planlıyorum(kimse duymasın yoksa mani olurlar).çok güzel ama bir görsen herkes "altı üstü bir makine"gibi birşeyler söylüyorlar.ama o altı üstü bir makine deil.sahibide makineyi hakkıyla kullanıyordu.bu kısım çok içliydi hemen geçiyorum.hocalarla falan bir görsen çok samimi olduk bir muhabbet bir muhabbet.ingilizcem de baya gelişti.artık evde okulda türkçe konuşmakta zorlanıyorum.diksiyonum mahvoldu.ama o da yakında düzelir.


pazartesi benim kızımın doğum günüydü.alış veriş merkezine gidilecekti ogün bizde orda sürpriz yapalım dedik.kız çok sevindi.ağladı falan.ertesi gün bizde yemek yencekti.okuldan çıktık bana bir inci kolye hediye etti.bu kolyeyi babaannesi annesine annesi de fridaya vermiş.o da bana verdi.annesinden yadigar kolyeyi bana verdi.çok duygulandım.nerdeyse ağlıyacaktım.o kolyeye gözüm gibi bakacam.


gidecekleri gün ise sabah fridanın yüzü hiç gülmüyo.tam gideeklerdiki sıra vedalaşmaya geldi.frida canım benim nasıl ağladı.bir tane arkadaşım benim.bende baya duygulandım.gözlerim falan doldu.hocalar falan bizle nasıl dalga geçiyorlar.ağladık diye onşar ruhsuzsa biz ne yapalım.işte giittiler.baya özledik onları şimdi onunla mesajlaşıyorum.yaaa haytımdan bir frida gelidi geçti.ama ben hala o makinede takıldım kaldım.gezinin en güzel tarafı oydu belkide.



bir hafta boyunca gezdik eğlendikte yazılıla r başlıyonca ne yapacaksak.birsürü konu kaçırmşısız.haftaya yazılılar başlıo.allah yardımcım olsun

15 Şubat 2009 Pazar

okulun ilk haftası

merhaba sevgili arkadaşım,

sana yazmayalı neler oldu neler.o kadar çok güzel şey olduki nasıl anlatacağıı düşünüyorum.çok karışık ve çok eğlenceli şeyler...

bildiğin gibi bu hafta okullar açılmıştı.ne kadar heyecenlı olduğumu biliyorsun.okul açıldı.arkadaşlarla özlem giderdik falan.ilk iki gün çok güzeldi.sürekli konuştuk durduk.üçüncü gün ise seneye için ders seçimi yapmamız gerektiği söylendi.biz aslında sayısalı seçecektik.kendimize bir plan yapmıltık.10. sınıfta satısal,11 ve 12. sınıfta eişt ağırlık seçecektik.daha yeni sınav sistemi geldi dediler bizim planlar suya düştü.yeni sistem ikili sınav sisteminden oluşuyor. ilk sınavda hangi bölümden olursan ol mecburen fen b.,mat.,türkçe,sosyal b. çözmek zorundasın.bu ilk sınavda çıkacak fen ve matematik konuları ise 9. ve 10. sınıfın konularından çıkacakmış.yani ben eşit ağırlık şeçsem 10.sınıfın konularını bilmediğimden ilk sınavdan geçmem çok zor hatta olanaksız olurdu.bizde en iyisi 10. sınfta sayısal seçelim dedik.ikinci sınıv ise herkesin meslek seçimine göre olcak.mesela bir x şahsı mühendislik okuyacak.bunun için sadece mat. ve fen çözmesi gerekecek.yada bir y şahsı edebiyet okuyacak bunun için sadece türkçe sosyal bilimler çözmesi derekecek(tabii zorunlu olan matematik dışında).

hangi bölümle devam edeceğimizi belirlemek için ilk önce meslek sçmemiz gerekecek.eğer katsayı kalkmasaydı ben ilahiyat okuyacaktım.ama katsayı kalkarsa ne okuyacağıma karar vermem gerekecekti.ben herkesten ayrı olarak bir de onunla uğraştım.en sonunda ablam ve abimindde yardımıyla edebiyat okumaya karar verdim.bunun çin 11. ve 12. sınıfta eşit ağırlık şeçmek zorundaydım.babam okula geliphocalarla görüştü falan biz en sonunda sayısala geçmeye karar verdik.bu konuyu böylece iki günde halletim.

cuma günü o kadar neşeliydim ki daha doğrusu herkes çok mutuluydu.öğle arası beni 12. sınıflardan birisi yanına çağırmış.gittim okulda en sevdiğim öğretmen hakkında inanılması çok güç olan şeyler söyledi.ben herkesten duyuyodum ama hiçbirne inanmıyodum.ama cuma günüki konuşmadan sonra içime bir şüphe girdi.çünkü bunu bana söyleen çok güvendiğm ve çok samimi olduğum bir kişi olunca bende şüphe ettim.ama moralim acayip bozuldu.ben mors oldum.çokm acayip bozuldum.ama söylenen şeylere inanması o kadar güç ve tehlikelii ki.heran kul hakkına girilmiş olabilir.bir kaç gündür de kafam onunla meşgul.işin içinden bir türlü çıkamıyorum.bu tür söylentilere inanmamamı ve işin aslını ben sağlam kaynaktan aldım.ama herkes aynı şeyi söylüyor.kafam acayip karışık.kmseyede anlatamıyorum.çünkü söz verdim söylemicem diye.iki arada bir derede kaldım anlıyacağın.

ama daha önemlisi daha doğrusu haftanın bombası şimdi geliyor.bizim okulun başlattığı bir kampanya vardı.yurt dışından öğrenciler falan geliyordu.bizde gityorduk.daha doğrusu öyle oluyordu.ben işin içine daha yeni girdim.bu sene bizim okula gelecekler.bunun için bazı öğrenciler ingilizce kursuna falan gitmeye başladı.daha sonra gelecek öğrenci sayısı artınca bizim kursa giden öğrenci sayısıda arttı. bu görev için beni de şeçtiler.şimdi ingilizce kursuna gitmeye başladık.çok eğlenceli geçiyor.bizim türk mutfağının en güzel yemeklerinden yapıp misafirlere ikram edeceğiz.onlarda kendi yemeklerini tanıtacaklar.internete slayt hazırlayıp sunacaz falan.daha sonra onlar bizim eve gelcekler akşam yemek falan yiyecez.muhabbetfalan ama kimse doğru düzgün ingilizce bilmediği içim ayrı bir eğlence olcak bizim için.kapadokyaya falan gitcez.


şimdi de ben sınava gitcem.off acayip heyecenlıyım.dünden beri ders çalışıyorum.doğru düzgün birşeyler yapsam baride çalıştığıma deyse.benm şimdi gitmem lazım.az daha ders çalşcam.sonra görüşürüz. :)

5 Şubat 2009 Perşembe

selam dostum,

naber?nasılsın?ben çok iyiyim.neşem yerinde.yani genelde yerinde.okulların açılmasına 3 gün kaldı çok heyecanlıyım.çok şükü rokullar açılıyor.ama çok büyük ve ciddi bir problemim var.hocanın verdiği 4 tane kitabı okkuyup özetini çıkartmadım.ne yapacam bilmiom.daha 15 günüm var.Allah ın izniyle yetişir ama ben yine de kaygılanıyorum.12 gğn boyunca yattım uyudum günleri yedim şimdi eteklerim tutuştu.Allahbeni ıslah etsin ne deyim.amaaaannnn boşver...şimdi bide oturup kitap okuyamam.bakarım bi çaresine sonraa.



çok önemli planlar yaptım.daha doğrusu...ya da evet plan.ben şimdi okulu bitiriyorum(zaten sorun orda.).diyeliğmki bitirdim.sonra öss ye girip Allah ın izniyle İSTANBULa gittim.ordaki okulda bitti.sonra dünya turuna öıkıyorum.devamı yarınbabam sigortaya bakcakmışta...

2 Şubat 2009 Pazartesi

tatillll

selam dostum,

naber.ben nedense bugün çok mutluyum.bilimyorum.aslında benim üzgün olmam gerekiyordu.çünkü annem,nenem,dedem,babam ankaradalar.ben ise burdayım.aslında bi yerde gitmediğimiz iyi oldu.çünkü annemgil cenaze defnetmeye gittiler.bizim ne işimiz cenaze evinde.babamın dayısının eşi ölmüş.kadıncağız çok çekmişti.zaten fazla yaşamaz gözüyle bakıyorlardı.kadın mide kanseriydi.hiçbir şey yemeden yaişıyodu.adı yaşamaksa.ne diyelim allah rahmet eylesin.


seninde içini kararttım kusura bakma.karneleri aldıktan beri yazamıyorum.tatil işte insanı gevşetiyo.gevşemekte bi yere kadar ama bi sor hele tatilde kaç syf kitap okumuşum.30....tembellik işte.benim tam tamına dört tane kitap okuyum özetlerini çıkartmama lazım.ben daha birini bile bitiremedim.


ben de bu gün felaket tellalı gibiyim.nerde kötü haber orda ben.


kayseriden anneannemgil ve teyzemler geldiler.onlarla ilgileniyorum.teyzemin bir kzı var bi görsen.onu anlatacak söz bulamıyorum.ona nasıl bişe ole yavv.insanıı İFRİT,VEREM,SİNİR eder. aslında iyi kız kimseye zararı yok ama bi çenesi var Allah evlere şenlik.iki dakika bi sus be mübarek(mübarek derken mısırın cumhurbaşkanı olan hüsnü mübarek'i kast etmedim. :)) kızın suyuna gidersen iyi.o çok zor sabah namazın da kalkıyor.bidaha ne uyumak ne uyutmak var onun için.ciyak ciyak tebemizde bağırıp duruyo sabah sabah.onun dışında bide kitap ödevim dışında herşey yolunda.


ha bide teyzem.aslında teyzem iyi.çok güzel anlaşıyoruduk.taki annemgil ankaraya gidene kadar.annemgil ibzi teyzeme emanet ettiler.teyzem Allah bi görsen hergün temizlik yapıyo,eşyaların yerini değiştiryo kafasına gör e beni sinir etti anlıyacağın.tamam emanetizde saat onda yatmakta çok abartılı oluyor.neymi biz ona emanet olduğumuz için erken yatcakmışız.o erken yatıo ama biz erken yatamayız ki.sürekli tartışacak duruma düşüyoz.şimdi de yanına çağırıyo emenetz ya gidelim bakalım.byby :)

22 Ocak 2009 Perşembe

merhaba,


yarın karne alıyoruz.ve de en önemlisi geçen gün yaptığım hesaplar yanlışmış.ben 13 dersin notunu toplayıp 14e bölmüşüm ondan yanlış çıkkıyodu.offff...aklım çıkıyodu az daha.o akşam neler çektiğimi bir ben bide Allah bilir.eğer teşekkür alsaydım kafayı yerdim.allah'tan yanlış hesaplamışım.ay çok kötüydü.duvarlar üstüme üstüme geliyordu.içim daralıyo,içimden ağlamak geçiyordu.çok şükür yanlş hesap yapmışım.neyse yanlışlık giderildi sorun kalmadı.


bugün okula gitmedim.en sevdiğim arkadaşım, kardeşim,kan kardeşim maide me gittim.sabahtan akşama kadar konuştuk.çok eğlenceliydi.eski okuluma falan gittik.oooo....


okulda çok kötü şeyler olmuş.şimdi sana en ince detayına kadar anlatayım.bizim okulda bi tane ayşe abla var.çok tatlı bir abla.bu bizim okulun kütüphane görevlisi.iki gün önce de bizim kütüphaneye yeni dolaplar alındı.kütüphane baştan aşağı yenileniyo yani.ayşe abla, sağ kolu merve ile birlikte kütüphaneye giderken bizim okulun çok sevgili müdürü ayşe ablayla merveye "derse girmiyecekseniz defolun gidin" demiş.ayşe'yle(ayşe abla kendisine ayşe dememize izin veriyor.) merve buna haliyle çok bozullmuş.ayşe ağlamış falan.mervenin sesi nasıl titriyordu.bi gün okula gitmedim ortalık fena halde karuştı.nasıl değerli bir öüğrenciyim.



ayrıca sana anlatmadım ama benim başıma neler geldi neler...şimdi biz okulda arkadaşlarla tenefüste çok önemli bir mevzu hakkında konuşuyorduk.sonra zil çaldı.ama hoca sınıfa gelemedi.bizde konuşmaya devam ettik.nöbetçi öüretmen bize sınıfa girin uyarısı yaptı.benim konuştuğum arkadaşta yan sınıftan biriydi.yani orda konuşmaya mecburduk.hocadan bir dakikalığına izin aldık.biraz konuştuk,bu sırada koridor iyice kalabalıklaştı.hoca tekrar başımıza gelip sınıflara girin dedi.daha doğrusu bana ve arkadaşıma bağırdı.bu hoca arkadaşıın dersine girdiği için hocaya biraz yumuşak bir ifadeyle bağırdı.daha doğrusu itiraz etti.ama gülerek.ben hiç sesimi çıkartmadım.

20 Ocak 2009 Salı

karne,karne,karne...

merhaba,

bugün çok fazla yazamayacağım.canım çok sıkkın.karne haftası işte...

en basit dersim dört düşüyor.ve benim canım buna acayip bir şekilde sıkılıyor.çünkü o dört beni takdir den men etti.taktir almamı engelledi.ben ne yapacam şimdi.benim taktir almam şart. okul birinciliği de elden gitti.ohh...

yani çok dertliyim.işi en başında biraz sıkı tutsaydım...şimdi böyle dertlenip durmazdım.benim sonum ne olacak.nbasıl tembel bir öğrenci olabildim.benden bir şey olmaz.yok anam yok...

bir şeyi de becer ya,bir şeyi...ben en iyisi okulu bitirdikten sonra bi koca bulup evleniyim.belki o zaman bir şeyleri beceririm.ya,bunu söylediğime ianmıyorum.işte okul insanı bu hale bile sokuyo.

ama görürsün sen edebiyatçı ali hoca ben sana gösterecem öğrenci nasıl olur.bana nasıl karnende kırığın var mı diye sorar.benim kırığımın olmayacağını tahmin etmesi gerekirdi.hiçbir hocaya hiçbir şekilde kızmıyorum ali hoca dışında.bide hocalarla uğraşıyoruz.offf sinirlerim çok bozuk.3 gün sonra karne alıyoruz.o zaman görsen evdeki yaygarayı.annem beni bu seferaffetmez.ama taktir 85 den alınıyor.ben ise 84 te kalıyorum.yani bir puanla kaçırdım.ama ikinci dönem ben hepsini fullemez miyim...o zaman suratlarının halini görmek istiyorum.

işteöğrenci olmak böyle bir şey.her sıkıntıyla burun buruna yaşamak zorundasın.

ben şimdi kalkıp bu moralle şimdi bide kitap okuyacam.yani yarı yıl tatili ödevimi yapacam.yeter ya valla yeter....


pes yani pes.adamlar oturupta öğrencilerin işini nasıll zorlaştırırız diye düşünüyorlar.beni de pes ettirdiler ya helal olsun yani...

16 Ocak 2009 Cuma

zor günler...


selamun aleyküm,


bende ne acayip biriyim de mi??? bundan sonra hep yazacağım diyorum ama bi türlü yazmıyorum.bana kızıyorsan haklısın.ama ben bir haftadır resmen ölümden döndüm.yazılı haftasında hastalanacağım tuttu.şimdi daha iyiyim ama yazılıların stresi bir yandan hastalık bir yandan...çok kötü bir haldeydim anlıyacağın.okulda çok kötü durumdaydım ama ne yapalım.hasta olmama rağmen yazılıardan 100 98 gibii güzel notlar aldım.hocalar ve ben çok şaşırdım.


haftaya bugün karne alıyoruz.yani yandık.karnemde 3 tane 4 üm var artık.en son ikiydi.neyse ya bu sorun deil.ikinci dönem hepsini fulliyecem inşaallah .bugünlük bu kadar yeter bence .pek yazı yazamıyorum da...


16/01/09

10 Ocak 2009 Cumartesi

uzun zaman sonra buluşma


offff...

ne olur kusuruma bakma.çok yoğun bir dönemden geçtiğim için sana derdimi fazla anlatma imkanım olmuyor.kaç haftadır neler çekiyorum bir bilsen.bir günde iki yazılı,üç yazılı...

yemeden içmeden çalışmak gerekiyorken sana fazla zaman ayıramadım.ama artık hep yazcam inşaallah.benim ntlar bildiğin gibi...onları karneye beş düşürmekle uğraşıyoruz.yani çalış,çalış,çalış...


iki haftadır derslerime çok çalışmaya başladım en sonunda.fakat karnemde iki tane 4 üm var.yani notumumbeş düşmesi çok büyük fark oluştursa içim rahat olcak ikiside 83.4 ten 4 düşüyor.onun dışında her şey çok yolunda çok şükür.tabii filistin deki katliam dışında.acımasızca öldürülen kardeşimize sürekli dua edip elimizden geleni yapıyoruz.bu durum beni çok üzüyor.allah yardımcıları olsun.


okuldaki arkadaşlarımı yeni yeni tanımaya başlıyorum.bazıları tahmin ettiğim gibi çıkmadı.beni hemen sattılar.biz 3 kişi filistin için para topluyorduk.para bende toplanyırdu.bunu için valilkten izin gerekiyormuş.bizde almadık izni.müdür yardımcısı gelip bize daha doğrusu bana kızdı.çünkü beni diğerleri yarı yolda bıraktılar.yani güvendiğim dağlara karlar yağdı.

o mühim deil.yeni arkadaşlar edinebilirim.okuldaneler oluyor neler... keşke görebilme imkanın olsaydı.tartışmalar,kavgalar,disiplinler falan...ouldan eskisinden daha çok zevk alıyorum doğrusu.

ben çok değiştim.artık kitaplarımdan başka bişey düşünemiyorum.ders kitaplarım, romanlarım...hepsini çok seviyorum.hafata sonu en az 75 sayfa kitap okuyorum ve en önemlisi bundan zevk alıyorum.yeni bi kitaba başladım "olasılıksız " diye çok akıcı çok sevdiğim bir kitap.felsefe,bilim,entrika..hepsi bir arada.ama bir sorunum var.kitabın özetini nasıl çıkartacağımı bilmiyorum.öğretmenim benden kitabın özetini isteyecek eminim.ne yapacağımı bilmiyorum.daha doğrusuçıkatırım da hoca :"özete dikkat et,ordaki terimlere,teorilere çok dikkat et.ona göre özet çıkar." deyince ben korktum nasıl çıkaracağım hakkında hiçbir fikrim yok.allah yardımcım olsun.

birazdan da konferansa gideceğiz.ona hazırlanmam gerekecek.bu aralar hep ilimle bilimle uğraşıyorum.kendimi hızla geliştiriyorum anlıyacağın.

hocalarla da aram iyi her şey yolun da gibi yazılılar dışında onu da hallederiz. allah'ın izniyle..


bu günlük bu kadar yeter mi?? bence yeter amma laf yaptık şimdi biraz ders çalışım kitap okuyacam sonrada konferans..hadiiii ... kendine iyi bak..:)