
oturmuştum koltuğuma
kitabımı okuyordum
kitabımı okuyordum
karşımda çiçekler vardı
benim en iyi çocukluk arkadaşlarım.....
* * *
konuşurduk ne güzel
herşeyimizi anlatırdık birbirimize
yada sadece ben konuşurdum ve o
hep beni dinlerdi
hep beni dinlerdi
* * *
"yapraklarını kopartma " demişti annesi çocuğuna
"neden anne?yaprağı kopunca canı mı acır?"
ne de çok soru soruyordu çocuk
hiç susmadan konuşuyordu.
"evet"dei anne isteksizce "evet!
kopartırsan canı acır"
"pekidemişti çocuk gözlerinde
zekice bir parıltıyla
"peki onlarda yemek yer, su içerler mi?
"evet, onlarda yer ama bizimkiler gibi değil onlarınki birazcık değişik."
işte böyle başlamıştı çocuğun çiçek ile olan
küçük dostluğu
annesi ona "bu çocuk sessiz.konuşmayı bilmiyor"dedikçe
çocuk
tabir-i caizse "bıyık altından alaycı bir şekilde
gülümsüyordu
bilmiyordu annesi
bilmiyordu onun çiçek ile konuştuğunu
çocuk çiçekteki değişimi fark etti bir gün
güzel anılarını anlattıkça çiçek
açıyor,rengi camlamıyordu
kötü anılarda ise çiçek
sararıyor,soluyordu...
* * *
çocuk çiçeğini çok seviyordu onun
solmasını istemiyordu
ve böylece hep iyi anılarını anlatıyordu
çocuk
büyümüştü zamanla artık
çiçek ile konuşmuyordu öünkü
insanlar vardı hayatında
insanlar
ile konuşuyordu artık
ve bir zaman sonra çiçeğini hatırladı
ne de çok ders vermişti ona susarak
çocuk çiçeğini insanlara benzetti birden
insanlarda çişçeği gibi
iyi şeylerde ise açılyor parlıyor kötu
olaylar karşısında ise saraıp soluyorlardı
çocukta alışkanlık kalmıştı çiçeğini
üzmemek için gülümsemek artık
insanları üzmemek için de hap gülümsüyordu
ve yine şunu fark etti
çiçeği onun iyiliğini istediği için
kötü olaylar karşısında solyordu
halbuki çocuk
onu bencillikle suçlamıştı evvelden
kötü olaylar da hayatın bir parçasıydı
ama o soluyordu..
EEEEhhhh......
ne olsun
aceleci insanoğlu dinlememişti yine......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder