30 Ağustos 2009 Pazar

cepte kurulan hayaller


niyedir bu bekleyiş
kimedir??
sonu var mıdır
-------
bizler zaten hep beklerdik
çocukken babamın ceketinden çıkacak olan
ŞEKERLERİ....
yada karne heiyesi bisikletlerimzi
--------
nicedir bekliyoruz
hakkımız olan şekerleri
o şekerler şimdi aynı yerindeler mi
biz büyüdük de babmızın cebi şeker vermiyecek kadar
yaşlandı mı
ama onlar farkılıydı
markalarından değil
gelişlerinden dolayı farklıydılar
aynı şekerler biz aldıgmızda daha bir farklı,kötü bi tat kazanırdı.
cepteki şekerler
kapı ağzı muhabbetina benziyorlardı
ve o tad çocuklugumuzda kalmadı
kalamadı
bizim taaa iliklerimize işledi çünkü
kaç yaşına gelirsek gelelim
unutamadık
-------
unutmak mümkünmüydü ki?
bir çocuk şekerlerini bilyelerini nasıl unutsun_
bakkaldan alınan o 100 binlik adi şekerlerin leziz tadı niye unutulsun ki ?
------
bir çocuktan şekerini unutmasını istemek
ondan
çocuklugnu unutmasını istemek demektir
babamızın işten gelişinin unutulmasını istemek demektir
cebimizdeki bilyeleri,hayalleri unutmak demekti
insan bütün gün hayaslini kurdugu şeyi nasıl unutsun
unutmasın!!
çünkü bir çocugun hayalleri onun...
Z.D.

27 Ağustos 2009 Perşembe


oturmuştum koltuğuma
kitabımı okuyordum
karşımda çiçekler vardı
benim en iyi çocukluk arkadaşlarım.....
* * *
konuşurduk ne güzel
herşeyimizi anlatırdık birbirimize
yada sadece ben konuşurdum ve o
hep beni dinlerdi
* * *
"yapraklarını kopartma " demişti annesi çocuğuna

"neden anne?yaprağı kopunca canı mı acır?"
ne de çok soru soruyordu çocuk
hiç susmadan konuşuyordu.
"evet"dei anne isteksizce "evet!
kopartırsan canı acır"
"pekidemişti çocuk gözlerinde
zekice bir parıltıyla
"peki onlarda yemek yer, su içerler mi?
"evet, onlarda yer ama bizimkiler gibi değil onlarınki birazcık değişik."
işte böyle başlamıştı çocuğun çiçek ile olan
küçük dostluğu
annesi ona "bu çocuk sessiz.konuşmayı bilmiyor"dedikçe
çocuk
tabir-i caizse "bıyık altından alaycı bir şekilde
gülümsüyordu
bilmiyordu annesi
bilmiyordu onun çiçek ile konuştuğunu
çocuk çiçekteki değişimi fark etti bir gün
güzel anılarını anlattıkça çiçek
açıyor,rengi camlamıyordu
kötü anılarda ise çiçek
sararıyor,soluyordu...
* * *
çocuk çiçeğini çok seviyordu onun
solmasını istemiyordu
ve böylece hep iyi anılarını anlatıyordu
çocuk
büyümüştü zamanla artık
çiçek ile konuşmuyordu öünkü
insanlar vardı hayatında
insanlar
ile konuşuyordu artık
ve bir zaman sonra çiçeğini hatırladı
ne de çok ders vermişti ona susarak
çocuk çiçeğini insanlara benzetti birden
insanlarda çişçeği gibi
iyi şeylerde ise açılyor parlıyor kötu
olaylar karşısında ise saraıp soluyorlardı
çocukta alışkanlık kalmıştı çiçeğini
üzmemek için gülümsemek artık
insanları üzmemek için de hap gülümsüyordu
ve yine şunu fark etti
çiçeği onun iyiliğini istediği için
kötü olaylar karşısında solyordu
halbuki çocuk
onu bencillikle suçlamıştı evvelden
kötü olaylar da hayatın bir parçasıydı
ama o soluyordu..
EEEEhhhh......
ne olsun
aceleci insanoğlu dinlememişti yine......

14 Ağustos 2009 Cuma

bir keman hikayesi 2


bizim kemanın meraklı bekleyişi devam edereken bir gün
bir rüya görmüş kemanımız
rüyasında açıkça sahibi gelip onu almayacağını dile getiriyormuş
keman kan ter içinde uyanmış...
ve, gördüğü rüyadaki gibi sahibi gelip onu alamayacakmış.
bu haberle birlikte dünyası yıkılan keman göz yaşlarını yine içine akıtmış.
ve bir karar almış
artık hayal kurmayacakmış
birdaha asla....

bir daha asla umut etmiyecekmiş...


ve artık o
o bir ölüymüş
hiç sesi çıkmaz olmuş
sesini sonsuza dek çıkarmamak üzere kesmiş

ve artık o bir ölüden farksızmış...

13 Ağustos 2009 Perşembe

o şey neydi??


o garip birşeydi
anladığı sanıp anlamamak gibi
bildiğini sanıp bilmemek gibi
* * *
o garip birşeydi
bir annenin kızına bakışı gibi
* * *
o,garip birşeydi
neşeli bir parçanın keman ile çalınması gibi...
* * *
o garip bir şeydi
bir yağmur damlasının
rüzgarda savrulması gibi
* * *
o garip bir şeydi
yürekten süzülüp gelen
gözyaşı gibi
* * *
o garip bir şeydi
"kerem ile" ve "leyla ile mecnun"
arasında kalmak gibi.
* * *
o garip birşeydi
bakmak ve görmek arasındaki
ince bir çizgiydi
* * *
aslında o tanıdık birşeydi
elimi uzatıp dokunmak gibi
* * *
o heyecanlı birşeydi
sınav sonucunu beklerken
kalbin atışı gibi
* * *
o büyüyen birşeydi
doğumgünü kutlamak gibi
* * *
o içimdeki birşeydi
anne karnındaki bebek gibi
* * *
o... o...
o acı ve mutluluk veren bir şeydi
ince bir keman sesi gibi...
* * *